İnsanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen yazılı yazısız yasalarımızdır.
Devlet düzeni içinde sosyal hayatın devamı yazılı kanunlarla hukukla ve adaletle korunur.
Yazısız yasalarımız ise geleneksel temyüller (eğilimler), inanç ve ahlak kurallarımızdır.
Ne yazık ki son yıllarda sistem kendi kültürünü yaratmakta Mafya türü çete filmleriyle bu sosyal hayat giderek kanun dışına evrilmekte, insanımız kötüye özendirilmektedir.
Son yetmiş yılda çok şey değişti.
Siftah yapan esnaf gelen müşterisini diğer esnaf siftah yapsın diye komşu esnafa yollardı.
Esnafımız kapısının önüne sandalye koyarak namazına giderdi
Dükkânını komşusuna emanet ederdi.
Komşusu ona gelen müşterileriyle ilgilenir, o yokken ona gelen ödemeleri kuruşu kuruşuna teslim ederdi.
Sonra ülkemizde yabancının kontrolünde karışıklıklar çıkarıldı, ardından da darbeler geldi.
Eskiden her şeyin belli bir fiyatı varken, fiyatlar serbest bırakıldı.
Ekonomimiz üzerine oynanan oyun giderek halkı yoksullaştırdı.
Orta direk çöktü.
Varsıllarla yoksullar arasındaki makas aralığı giderek belirginleşti.
Serbest piyasayla birlikte soygun resmi hal alırken esnafımızın önce senetleri ödenmez hale geldi. Ardından da çek senet tahsilatçıları türedi.
Bankerler, bankalar iflas ettik diyerek milletin parasını ödemedi –ödeyenler de pul edip ödedi-
Asgari ücret, emekli maaşları, çalışanların geliri milim milim yükseltilirken, çarşıda pazarda fiyatlar santim santim yükseldi.
Kendine yetebilen tarım ülkesiyken tarımımız, hayvancılığımız çöktü.
Madenlerimiz, fabrikalarımız, Kuruluşlarımız, milli servetlerimiz yabancının eline geçti.
Çok uluslu şirketler marketler zinciriyle Ali bakkalı teslim aldı. Teslim alırlar çünkü;
Şimdi esnaflar istediği malı istediği fiyata satıyor
Belediyelerin fiyat denetimi giderek yok oldu.
Fırında, pastanede, kasapta fiyat etiketi yok, adam yüzüne bakıp fiyat söylüyor.
Toplum giderek değişiyor ve yozlaşıyor.
Yetmiş yıldır bize kendi malımızı, ürünlerimizi kötületerek, yabancıya özendirerek dayanışma ve kardeşliğimizi yok etmeye çalışıyorlar. Kültürümüzü bozanlar milli değerlere saldırarak insanımızı vatanseverlikten uzaklaştırıyorlar.
Öyleyse biz nerede hata yaptık?
Bunun için biz önce kendimizi sorgulamamız gerekmiyor mu?
Sizce düşünüp, sorunlara demokratik bir çözüm aramanın zamanı gelip geçmiyor mu?
