HOCANIN VURDUĞU YERDE NE BİTER?

 

Doğru sanılarak, ağızlara sakız olmuş öyle yanlış sözlerimiz var ki…
Sözgelişi, “Devlet malı deniz, yemeyen domuz!”
Tanrı aşkına, şu sözün savunulacak bir yanı var mı?
Böyle diye diye, ne hale geldiğimiz ortada işte!
Bu sözü, “Devlet malı deniz değil ama yiyenler domuz oğlu domuz!” diye değiştirsek, daha
doğru olmaz mı?
Bir başka yanlış ve çirkin söz de, “Meyvenin kötüsü erik, insanın kötüsü Yörük.”
Keşke, Yörük dediğimiz konargöçerlerimizin çeyreği kadar dürüst ve alın teriyle kazanıp yiyen
yiğit insanlar olabilsek.
Bilim insanları, özellikle kuru eriğin vitamin ve besleyici değerinin tüm meyvelerden çok çok
üstün olduğunu söylüyorlar; yanılıyorlar mı dersiniz?
Aslında Osmanlı Beyliği´ni kuranlar da Yörük´tü. Öz be öz Türk yani… Beyliğin ve halkının dili
de Türkçe idi. Öz Türkçe idi elbette.
Saray hayatına alışan yöneticiler, sürekli yabancı hanımlarla evlenince, her geçen yıl
uzaklaşırlar özlerinden. Dilleri bile Türkçe olmaktan çıkıp Osmanlıca oldu. Arapça, Farsça okuyup
yazmayı, Türk halkının anlamadığı Osmanlıca ile konuşmayı aydın olmak, bilgili olmak sandılar .
Osmanlıca´yı asla benimsemeyip anadili Türkçe ile konuşup yazan halkımızı, “kaba, bilgisiz”
diye aşağıladıkları gibi, “Türk ne bilir bayramı; lak lak içer ayranı” diyecek kadar da kabalaşırlar.
Böyle bir ortam içinde bu anlayışla yetişen Mustafa Kemal´in, 1927´de çok ağdalı bir
Osmanlıca ile söylediği “Nutuk”tan, çok değil birkaç yıl sonra “Dil Devrimi” yapabilmesi her şeyden önce gerçekten büyük bir özveridir.
Doğruymuş gibi gevelenip duran bir başka söz de şu:
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir;
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Nush, nasihat yani öğüt demektir. Buna göre, “Önce öğüt vereceksin. Aklı başına gelmezse
azarlayacaksın. Yine de akıllanmazsa, döveceksin.” diyor şair.
Sözgelişi işçiler, 2350 TL asgari ücrete az mı diyorlar. Önce:
“Bak kardeşim, bu para az değildir. Böyle bir işi arayıp bulamayanlar da var. Şükredin,
şükredin halinize” diye öğüt vereceksiniz.
Baktınız ki, anlamıyorlar mı? Orda burda homurdanmaya mı başladılar? İşte o zaman:
“Aklınızı başınıza toplayın. Orda burda homurdanıp durarak aptallık etmeyin. Böyle
yapmaya devam ederseniz, iş sözleşmenizi iptal ederiz. İşsiz kalırsınız, aç kalırsınız. Pişman
olursunuz ama geri dönüş yok.” Diye paylayıp gözdağı vererek korkutmayı deneyeceksiniz.
Yine de uslanmayıp işi yavaşlatmaya, grev yapmaya; sokaklarda caddelerde yürümeye
kalkarlarsa, tazyikli su ile bir güzel ıslatacak, gözlerine biber gazı sıkacak, sonra da coplatacaksın. İşte
ancak o zaman aklı başına gelir bu işçilerin!
Koskoca Ziya Paşa´mız, laf olsun diye söylememiş ya bu beyti! Yalnızca işçiler için değil
canım! Sözgelişi aile reisi olan erkek de eşine ve çocuklarına aynı yöntemi uygulamalı!
Zaten uyguluyoruz. Tokat, yumruk kâr etmezse bıçak, tabanca ve tüfek kullanarak Ziya
Paşa´mızın emrini yerine getiriyoruz.
Yalnızca işyeri ve ailede değil okulda, askerde, çarşıda, pazarda da geçerli bu kural.
“Ankara eski vali yardımcısı” yazar Ertuğrul Taylan, birkaç ay önce yayınlanan Kuyubaşı adlı
eserinde bir arkadaşının anılarını öykü tadında anlatır.

Yatılı bir okuldadır; roman kahramanı Fuat Çınar. Kulak verelim bakalım:
“Lisede, eşya dolaplarının bir kısmı, yan bloktaki laboratuvar koridorunun bir kenarında
sıralanmıştı. Bir arkadaşımla birlikte kullandığımız dolap da oradaydı. Ortaokuldayken, bir
teneffüste, dolaptan bir şey alıyordum. O sırada, koridordan geçen müdür, dolabın önünde durdu.
Eşyaların düzensiz bir şekilde konulduğunu söyleyerek yüzüme bir tokat aşk etti. Afallamıştım.
Kızmıştım da…”
Ne kızıyorsun kardeşim? Karşınızdaki bir müdür. Tokat atmasaydı, belki de hiç
korkmayacaktın ondan. Gerçi kurala uymamış, önce öğüt verecek, sonra azarlayıp paylayacak, dediği gibi yapmamakta ısrar edersen şamar atacaktı.
Doğru düşünürsün de, karşındaki koskoca bir lise müdürü! Olacak o kadar…
Lise böyle de karakol nasıl acaba?
Köyün İhtiyar heyeti üyesi Hüseyin, 50 yaşlarında zayıf yapılı, sakin biridir. On beş yıl kadar
önce, jandarma karakolunda, hiç yoktan bir tokat yer.
Yine ihtiyar kurulu üyesiyken, bir iş için karakola gider. Çıkarken bir jandarma eri, yüzüne bir
tokat aşk eder. Köye bir gelişinde o jandarma erine gereken ilgiyi göstermemiş midir, nedir? Sol
yüzünde, bir sıyrık belirir. Tokat atanın parmağındaki yüzüğün izi… Davacı olmak ister. Ama köyün ağası: “Vazgeç. Hükûmet kapısı. Bir tokadın lafı mı olur? Babamı bile dövmüşlerdi…” deyince, şikâyetten vazgeçer.
Yine bu yurttaşımızın evli, askerliğini de yapmış bir yeğeni, hırsızlık şüphesiyle aranmaktadır.
Karakoldan çağırırlar Hüseyin´i. Gecikmeden gider. Akşama doğru: “Git, çarşıdan bir kefil bul. Gece serbest kalırsın.” derler. Ama uzaklaşmadan geri çağrılır. Dönünce, bir asker dört tokat atar yüzüne.
Sol yüzü kızıl bir renk alır. Birkaç gün geçmez. Tanık olmadığı gibi, uğraşacak gücü de yoktur.
Derken yeğeni yakalanır. Sanık, iki ay kadar kaldığı hapishaneden kaçar bir gün. Bu kez
yakınlarına başlar eziyet. Hüseyin´i oğluyla birlikte tekme tokat döverler karakolda. Dizleri arasına taş koyup vücutlarını geriye doğru iterek dizlerini çiğnerler. Yani bir çeşit engizisyon işkencesi… Yeğen o
gün bugün yakalanmamıştır.
Bu kişinin karşısında kimse karakoldan, jandarmadan söz etmesin sakın!
Yasalarımızda, “Kimseye eziyet ve işkence yapılamaz.” diye yazıyormuş. Yazsın tabii. Ele
güne karşı bir “hukuk devleti” olduğumuz nerden belli olacak?
Kuyubaşı´nın kahramanlarından Songül ne anlatıyor; bir de O´na bakalım:
“Öğretmen o yaz gelmişti. Okulun ilk günlerinde derslerdeki başarımla kendimi
göstermiştim. Ama gözdeliğim çok sürmedi. Aralık´ta bir gün, gürültü etmekten sınıfça sıra
dayağına çekildik. İri yarı olan öğretmen, cetvelle elime iki kere vurdu. Çok acımıştı. Ama sus pus oturduk. Öğleyin evde anlatırken ağladım.”
Öğretmeninden dayak yiyen Songül, babasından da yemiş midir acaba? Dinleyelim:
“Babam bizi bir kere dövmüştü. Yaz sonlarıydı. Yeni evimizin ahırına, hayvan tablası
yapıyordu. Anam da yardım ediyordu. Ağam ile ben taş maş getirip götürüyorduk. Sonra köy içine
indik. Babam bir ara çekici parmağına vurmuş. Kızmış. Bizi göremeyince öfkesi kabarmış. Bizi köy
içinden getirdi. Belinden palaskasını çıkararak dövdü. Ağlaşıyorduk.” (*)
Kızmayın bu babaya sakın. Askerde yediği onca dayağın acısını kimden çıkaracaktı?
Kendi çocukları dururken, komşunun çocuklarını dövecek değildi ya!
Anne baba ile öğretmenin vurduğu yerde gül biter, gül!..

Hüseyin Erkan
huseyinerkan.antalya@gmail.com

 


Hüseyin ERKAN

CHP'li DEMİR: "BİZ HAZIRIZ"

CHP’Lİ BÜLBÜL: GERÇEKTEN EKONOMİDE TARİH YAZDILAR

Demokrat Partili İlay Aksoy: Hükümet HÜDA-PAR Üzerinden SADAT'a mı Görev Veriyor?

VEKİL ADAYI DEMİR: GEÇEN SENEDEN HİÇBİR DERS ALMAMIŞIZ!

NUŞİREVAN ELÇİ "TÜRKİYE’DE ANLAYIŞ DEĞİŞECEK"

Kadının Meclisteki Temsili Artırılarak, Yönetimde Söz sahibi Olması Sağlanacak”

CHP’Lİ YALIM: KONYA’DA BULUNAN TOKİ EVLERİ DEPREMZEDELERE VERİLSİN

BTP Teşkilatlarındaki Deprem Kayıplarını Genel Başkan Hüseyin Baş Açıkladı.

Para Varsa Kanal İstanbul’a Değil, İstanbul Depremine Hazırlık İçin Harcayalım

AK PARTİLİ TÜZÜN: BİLGİ KİRLİLİĞİNE DİKKAT EDELİM: DEVLET MİLLETİNİN YANINDA!

Finans Uzmanı Murat Özsoy: "Bankalar Kredi Musluklarını Açacak"

Depremzede Kiracı Ev Sahibinden Tazminat Talep Edebilir

Bayrampaşa Belediyesi’nden 3 Bin 283 Öğrenciye Burs

Dijital Mağazaların 21 Aralık’ta Ciro Beklentisi 10 Milyar TL.

Başkan Vergili bu Kez de Öğrencileri Sevindirecek

FİNANS UZMANI MURAT ÖZSOY AÇIKLADI: KREDİLERE SINIRLAMA MI GELİYOR?

CEP YAKMAYAN GEMİ TURLARINA ÇIKMAK ARTIK DAHA KOLAY!

BEYLİKDÜZÜ´NDE GERİ DÖNÜŞÜM İŞÇİLERİNE ÖRNEK PROJE

BU KIŞ DİŞLERİNİZİ NASIL SAĞLIKLI TUTARSINIZ

Yüksek Aidata İtiraz Edebilirsiniz

HAKSIZ FİYAT ARTIŞINA , FIRSATÇILARA KARŞI , TÜKETİM DEN GELEN GÜCÜMÜZÜ KULLANALIM , BU HAFTA SONU BOYKOTO HEPBERABER DESTEK OLALIM….!

Meclis toplantıları canlı yayınlanacak

Büyük Türkiye’nin Mimarı Turgut Özal'ı Anma Mesajı

KARAYÜN, 7. KEZ GENEL BAŞKAN SEÇİLDİ

"Bu Seçim Türkiye’yi Yönetenlere Bir Dur Deme Seçimidir"

Türkan Şoray ve Fatma Girik Parkı Törenle Açıldı

Akademisyen Kıratlı'dan Muhtar Çiğdem Özkan'a Ziyaret

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ SATRANÇ TURNUVASI TAMAMLANDI

Ersin Tatar, YYÜ Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde Tedavi Gören KKTC Vatandaşlarını Ziyaret Etti.

ABP' nden Türkiye'ye Birlik Mesajı: "Biz Varız, Birlikte Güçlüyüz"

SPOR AKADEMİSİ KAYITLARI BAŞLADI

BEYLİKDÜZÜ’NDE “ÖDÜLLÜ BOWLİNG TURNUVASI” HEYECANI

RECEP TÜRKOĞLU SPOR SALONU BAYRAMPAŞA´DA AÇILDI

Büyükçekmece Körfezi Açık Deniz Yüzme Yarışı Nefesleri Kesti

Sultangazili Gençler Aydın-Efeler Kampı´nda Doyasıya Eğlendi

RUMELİ KAVAĞINI BİR ALT LİGE YOLLAYAN P.KÖPRÜLÜSPOR SÜPER LİGE DEVAM DEDİ...

Trabzonspor Taraftarı Kulüpleri İçin Yürüyecek

Büyükçekmece 2022 Yılına 22 Ihlamur Ağacı Dikerek Girdi

AMPUTE FUTBOL MACI DOSTÇA BITTI : 1 - 1

MASA TENİSİ TURNUVASI´NDA KIYASIYA MÜCADELE

Apple Watch İle Çocuğunuzun Nerede Olduğunu Gösteren Uygulama

Klasik Otomobil Tutkunları Büyükçekmece´de Buluştu

MODA FOTOĞRAFÇILIĞINA İLGİ DUYANLAR İÇİN ÖNEMLİ İPUÇLARI

BEYLİKDÜZÜ´NDE SANAL GERÇEKLİK DENEYİMİ

İŞ DÜNYASINDA BAŞARIYI GARANTİLEYEN YAZILIM!

Teknolojinin Kadın Liderleri Doruk´ta Yetişiyor

100 Yıl Önceki Göçün Tanığı Dodge Rahmi M. Koç Müzesi´nde Sergileniyor

Hibrit Çalışma İle İş Birliğine Dayalı Üretim Çağı Başlıyor

ŞİRKETLERİN GELECEĞİNİ DATAROBOT ŞEKİLLENDİRECEK

Dijital Oyunlara Yapılan Harcamalar Yüzde 48 Arttı

ESKİ BAKAN BELEDİYE OTOBÜSÜ ŞÖFÖRÜ OLDU

HAVAİ FİŞEK FABRİKASINDA PATLAMA 23 ÖLÜ ! 40 YARALI

OLASI BİR KUZEY KORE SALDIRISINDA 15 BİN KİŞİ ÖLEBİLİR

KENDİSİNİ SİGARAYA BAŞLATAN ARKADAŞINI ÖLDÜRDÜ !

SURİYE SINIRI´NDA PATLAMA ! TÜRK MÜHENDİS HAYATINI KAYBETTİ

Rusya ve ABD Arasında Sıcak Çatışma !

ABD Suriye´yi Vurdu ! Sivil Kayıplar Var !

Son dakika.. Rusya´da Patlama

Almanya´dan Hannover Programına İptal Kararı...

Somali Havalimanı´nda Patlama: 10 Ölü 30 Yaralı !