İsmail AYDOĞMUŞ

Tarih: 10.05.2020 21:08

ANNELER GÜNÜ ANNE SEVGİSİNİN YAŞATILDIĞI GÜN

Facebook Twitter Linked-in

 

Anneler Günü, anneleri anmak ve onurlandırmak amacıyla bütün Dünya´da farklı zamanlarda kutlanan özel bir gündür.
Bu günü farklı ülkelerdeki insanlar yılın farklı günlerinde kutlarlar. Dünyada değişik günlerde kutlanan Anneler Günü; Rusya dâhil 13 ülkede 8 Mart Dünya Kadınlar Günü´nde, Arap yarımadasındaki 14 ülkelerde 21 Mart Nevruz gününde, kutlanmaktadır. Buna rağmen Türkiye başta olmak üzere dünyada birçok ülkesinde de (yaklaşık 68 ülkede) çoğunlukla Mayıs Ayının 2. Pazar Günü kutlanmaktadır.
Anneler günü, anneleri onurlandıran özel bir gündür. Anneler günü geleneği, Antik Yunanların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan “Reha´nım onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlardı. Antik Romalılar da ise, ilkbahar festivallerini İsa´nın doğumundan 250 yıl öncesinde ana tanrıça “Kibele” onuruna kutluyorlardı.
Doğurgan Tanrıça ya da Ana tanrıça dediğimiz “Kibele”yle Anadolu da Ana Tanrıça kültü ile karşılaşmak mümkündür. Anadolu´da yapılan kazılarda, ana tanrıça figürünün MÖ 6500 - 7000´lere kadar dayandığını ortaya çıkartmıştır. Analığı, üremeyi, dişiliği, hayatın sürmesini ve dolayısıyla bereketi simgeleyen tanrıça, ayakta, oturmuş ya da uzanmış olarak betimlenir; her zaman daha eski dönemlerde tombul vücudu bazen çok memeli düzgün vücuduyla tasvir konusudur. Heykellerinin bir bölümünde doğum yaparken görülür. Otururken ya da doğum anındaki bazı heykellerde ise bazen yanında iki leopar veya aslan bulunur. Ana tanrıçanın kutsal hayvanı olan leopar Kibele´nin doğa üzerindeki sınırsız egemenliğini simgeler. Zamanla “Kibele”, Yunan mitolojisinde “Artemis”, Roma mitolojisinde “Diana” adını almıştır.
En değerli varlığımız annelerimize armağan edilen Anneler Günü´nde annelere hediyeler alınıyor, onlara duygu dolu mesajlar söyleniyor ve onların mutlu olacağı etkinlikler yapılıyor.
Anna Marie Jarvis (1 Mayıs 1864, Webster, Batı Virginia - 24 Kasım 1948, West Chester, Pensilvanya), Amerika Birleşik Devletleri´nde Anneler Günü´nü başlatan kişidir.
ABD´de Anna Jarvis´in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı Anma Günü, 1914 yılında Kongre´nin onayıyla Amerika Birleşik Devletleri çapında genişledi.
Annesi Ann Maria Reeves Jarvis, Batı Virginia´lı savaş karşıt bir eylemci ve öğretmendi.
“Sağlık koşullarını iyileştirmek için kendini askerlerin hayatına adamıştı. Amerikan İç Savaşı´ndan sonra anneler için ‘Arkadaşlık Günü´ adı altında bir gün bulmuş ve bu günün barış, huzur ve seferberlik için mühim olduğunu söylemişti. Anna´nın, annesi vefat ettikten sonra bu günden esinlenerek ‘Anneler Günü´nü ilan ettiği söylenir.
1864´te doğan Jarvis, 13 çocuk doğuran bir annenin 10´uncu çocuğuydu. Ama ne yazık ki kardeşlerinden birçoğu ölmüştü. Hayatta kalan 4 çocuktan biri Anna´ydı.
1876´da Ann Reeves Jarvis, 12 yaşındaki kızı Anna Jarvis´in de aralarında bulunduğu öğrencilerine bir sabah “Umuyorum ki bir gün birileri insanlığa yaptığı yardımlarından dolayı unutulmaz bir anneler gününde anılır” der.
Anna, o günü asla unutmadı. 1905 yılı Mayıs Ayının ikinci pazar gününde annesini kaybettiğinde 41 yaşındaydı ve annesine yaşarken yeterince ilgi göstermediğini düşünüyor, çok üzülüyordu. 1907´de acısını dindirmek için arkadaşlarıyla birlikte mayıs ayının ikinci pazar günü, hayatta olan ya da olmayan tüm anneler için kutlama yapmaya karar verdi. 1 yıl sonra kutlamalar gitgide yaygınlaştı.
1908´de ilk Anneler Günü, Anna´nın annesinin 20 yıl öğretmenlik yaptığı kilisede düzenlenen etkinlikte 407 çocuk ve annelerin katılımıyla kutlandı. Anna Jarvis kutlamaya gelenlere annesinin en sevdiği çiçek olan beyaz karanfil dağıtıldı.
Amerika Temsilciler Meclisi “Bu tarz özel günlerin, başka isteklerle devamının gelebileceği” gerekçesiyle günü resmileştirmeyi reddetse de, Prensipleriyle tanıdığımız ABD Başkanı Thomas Woodrow Wilson (d. 28 Aralık 1856 - ö. 3 Şubat 1924) 1914 yılında bugünü resmi “Anneler Günü” olarak ilan etti.
Anneler Günü´nün zaman içinde ticari amaçlara alet edilmesinden Jarvis son derece rahatsızdı ve bununla savaşmak için aile servetini harcadı. Kâr gözetme peşinde olanlara karşı kampanyalar düzenledi.
Şimdi artık teknolojinin gelişmesiyle bilgisayarlar ve cep telefonları devreye girdi. O zamanlar posta
aracılığıyla gönderilen tebrik kartları çok talep görüyordu. Anna Javis özellikle kafayı tebrik kartları şirketlerine, şekerlemecilere ve her mayıs ayında fiyatları tavan yapan çiçekçilere taktı. Sürekli “İşin içine giren para, masumiyeti öldürdü”, “Annelerin, bugünde onurlandırılmak yerine adı kirletiliyor” dedi.
‘Hayır Kuruluşları´na bile güvenmezdi. “Çok pahalılar bir tane bile almadım” dediği kartlarını da boykot etti... “ Tebrik kartları, sizin yazmak için ne kadar tembel olduğunuzu göstermek dışında bir anlam ifade etmiyor. Oysa size dünyada ondan (annelerimizden) daha çok fedakârlık yapan kişi yok”.
Jarvis, şekerlemeler için de “Annenize bir kutu şeker alır, ondan daha çok siz yersiniz... Ne kadar da hassassınız!” diyerek sitem etmişti. Karşı olduğu bu şirketlere açtığı 33 davanın çoğunu kaybetti.
Onu kimse Batı Virginia´daki Wesleyan College´daki tarih profesörü Katharine Antolini kadar iyi tanıyamazdı. Çünkü Antolini, Anna Javis ile annesinin yaşamış olduğu Grafton´a çok yakın bir yerde yaşıyordu. Profesör, onun “basında anlatıldığı gibi çılgın bir kadın değil, güçlü ve korkusuz bir kadın olduğunu” söylemişti. Bu arada demeçleri Anna Jarvis´e gerçekten ait miydi, değil miydi hiç bilinmedi. Medyaya karşı savaş verdi, gazetecilerle arası hiç iyi olmadı.
Uluslararası Anneler Günü Derneği´ni de kuran Anna Jarvis´in imzaladığı her şeyde isminin ardından ‘Anneler Günü Kurucusu´ yazdığı söylenirdi. Bu etiket bir nevi onun kimliği olmuştu.
Karanfil, Javis´in annesinin en sevdiği çiçeklerdi. Bu yüzden günü temsil eden çiçek karanfildi. Jarvis´e göre beyaz karanfiller vefat eden anneleri, kırmızılarsa hayatta olanları temsil ediyordu. Tüm çocuklara “Onu bu günde mutlaka ziyaret edin, mektup yazın” derdi.
Anna, girişken, öz güvenli ve zeki oluşuyla dikkat çeken, mavi gözlü, açık kahverengi saçlı güzel bir kadındı. Hep yakası açık giyinir, inci kolye ve mavi şapka takardı ve nadir gülerdi. Ancak yakın çevresi onun erkeklere karşı nefreti olduğunu savunurlardı.
Bir keresinde “Adamlar, kadınların yollarına çıkar, onların tanınmasına gerek bile kalmaz. Evinde yemek yapmaya, ailenin ihtiyaçlarına koşmaya kendini adar” demişti. Hiç evlenmedi.
40´lı yılların başlangıcında kapısını sadece şifreli çalanlara açan Jarvis, ömrünün son on yılında gözleri görmeyen kardeşi Lillian´la yaşadı. Kardeşi Lillian evde ölü bulunduktan bir süre sonra Jarvis de 1948´de yokluk içinde kırgın ve yalnız öldü. Son günlerinde “Anneler Günü geleneğinin başlamasına neden olduğu için çok üzgün olduğunu” söyledi.
Batı Virginia Grafton´da bulunan Anna Jarvis´in doğup büyüdüğü, hayata veda ettiği 24 Kasım 1948´e kadar yaşadığı ev, 1979 yılında tarihi müze ev statüsüne alınmıştır. Her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği ev de; Anna Jarvis´in 2 yaşında hastalıktan ölen ağabeyi Alonzo, Amerikan İç Savaşı´nda ölen bir asker, Anna´nın annesi ve kardeşleriyle ilgili anıların sergilendiği farklı köşeleri de bulunmaktadır.
Buruk hikâyesini paylaştığımız bu anneler gününde, kapitalist tekellerin mallarını satmak için yarıştığı gün olmaktan çok, Anna Jarvis´in de istediği anlamda sevgi, şevkat, merhamet ve vefanın paylaşıldığı, küçük gönül almaların yaşandığı, bir gün olması dileğiyle tüm annelerin Anneler Günü´nü kutluyorum.
Kaynak:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Anneler_G%C3%BCn%C3%BC
https://www.tercihiniyap.net/kimdir/anna-jarvis-kimdir-nerelidir-anneler-gunu-hikayesi-nedir-nasil-ortaya-h7271.html
Sema EREREN / GAZETE HABERTÜRK
https://www.haberturk.com/yasam/haber/1235489-anneler-gununu-tum-dunyaya-yayan-kadin-anna-jarvis
Yazan, derleyen İsmail Aydoğmuş

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —