Hüseyin ERKAN

Tarih: 05.06.2021 14:51

DOKTORLARIMIZ NE DİYOR? ELÇİYE ZEVAL OLMAZ

Facebook Twitter Linked-in

 

Memleketimden İnsan Manzaraları: 324

“Hiç çalmadım; günah olduğu için değil,
karaktersizlik olduğu için… Muhtaçlara yardım
ettim; sevap olduğu için değil, insan olduğum için.
Hiç rüşvet almadım; haram olduğu için değil,
etik olmadığı için…”

Prof. Dr. AZİZ SANCAR

Hep “dün”ü yazmak gibi bir inadım yok. Alın işte, günümüzün en önemli sorunundan söz
edeceğim bu kez.
Sorarım size: “Corona” denen virüsten daha önemli ne var bugün?
Evet, konumuz Corona… Öteki adıyla, Covid-19…
Yaklaşık bir ay önce, şöyle bir ileti geldi; cep telefonuma:
“Rusya, dünyada bir Covid-19 cesedinin otopsisini gerçekleştirilen ilk ülke oldu. Kapsamlı
bir araştırmanın ardından Covid-19´un bir virüs olarak var olmadığını, bunun radyasyona uğramış
bir bakteri olduğunu ve kanda pıhtılaşma yaparak insanın ölümüne sebep olduğunu keşfetti.
Covid-19´un insanlarda tromboza yol açan kanın pıhtılaşmasına neden olarak beyin, kalp
ve akciğerler oksijen almadığı için nefes almayı zorlaştırdığı ve insanların hızla ölümüne neden
olduğu tespit edildi.
Solunum enerjisi eksikliğinin nedenini bulmak için Rusya´daki doktorlar Dünya Sağlık
Örgütü´nün protokolünü dinlemedi ve Covid-19´un cesetlerine otopsi yaptı. Doktorlar kolları,
bacakları ve vücudun diğer kısımlarını açıp doğru bir şekilde inceledikten sonra kan damarlarının
genişlediğini ve damarların kan pıhtılarıyla dolduğunu fark ettiler. Bu da genellikle kan akışını
engelliyor ve oksijen akışını da azaltarak hastanın ölümüne neden oluyor.
Bu araştırmadan sonra, Rusya Sağlık Bakanlığı, Covid-19 için tedavi protokolünü derhal
değiştirdi ve pozitif hastalarına Aspirin verdi. 100 mg ve Empromak alınınca hastalar iyileşmeye
başladı. Rusya´da günde 14.000´den fazla hasta taburcu edilerek evlerine gönderildi.”
Devamı da var ama bir bakıma yukarıda söylenenlerin tekrarı… Israrla, “Covid-19 virüs değil,
5G radyasyonuna uğramış bir bakteri… Dünya bugüne kadar aldatıldı; yeter artık! Yakalananlar, 100 mg´lık Aspirin ve Apronik ya da Paracetamol almalıdır.” diyerek bitiyordu; bu ileti.
Gerçek buysa, dünyadaki onca bilim insanı nasıl yanıldı? Bu hastalıktan ölenlere Dünya Sağlık
Örgütü niçin otopsi yapılmasını yasakladı? Doğru da olabilirdi bu haber, uydurma da… Doktor
olmadığım için doğru da diyemezdim, yanlış da… “En iyisi, tanıdığım değerli doktor dostlarıma
gönderip onların görüşünü sormak” diye düşündüm. Gerekeni yapıp beklemeye başladım.
Sağ olsunlar; birçok sevgili doktorum, iletti yanıtını. İşte onlardan birkaçı:
“Prof. Dr. BİNGÜR SÖNMEZ, günde 100 mg aspirini rutin olarak önermekte. Damarlardaki
pıhtılaşmayı önlediğini belirtmişti. Dolayısıyla ‘Corona´da da pıhtılaşmaya etkili olabilir.”
Dr. NEVZAT AKBAL
“Covid hastalarında çok farklı organlarda çok değişik hasarlar olabiliyor. Bazılarında da
kan pıhtılaşmasına sebep oluyor. (Çok çok az bir grupta) O nedenle bu dönemde hasta olun veya
olmayın, koruyucu olarak günde 300 mg aspirin tavsiye ediyoruz.”

Dr. MEHMET ÇETİN
“Aşının etkili olması, bu düşünceyi biraz çürütüyor. Daha net bilgilere ihtiyaç var.”
Doç. Dr. UMUT YAKUT

“Covid-19´un kanda pıhtı yaptığı uzun süreden beri bilinen bir gerçek… Bu yüzden birçok
tedavi protokollerinde kan sulandırıcı ilaçlar veriliyor. Yani bunlar, bilmediğimiz yeni bir şey değil.”
Prof. Dr. ŞENOL KOBAK

“Mantıklı gibi görünüyor. Araştırmak lazım ama…”
Dr. BERRİN KULALI
“Sabahları tok karnına alınan 1 adet 100 mg Coraspin çok faydalı.”
Dr. TAHİR DÖNMEZ

Doktorlarımız böyle diyor işte. Ben herkesi önyargısız dinlemekten yanayım. Bu konuda
ziraatçı bir bilim adamımız ne der acaba; diye merak edip O´na da sordum. Buyurun, birlikte
dinleyelim:
“Ben hekim değilim ama meraklı bir ziraatçıyım. (Fitopatolog) Bakterilerin böyle bir
yetenekleri olduğunu tahmin edebilirim. Kanserin de nedeni, bakteriler ve onların oluşturdukları
enzimler olduğunu iddia edenler var. Ben de bu teoriye katılıyorum. (…)
Bakteri toprakta yaşıyor; hemen hemen tüm bitkilerde ur (tümör) yapıyor. Bakteri tek bir
hücreden oluşuyor; bir çekirdeği ve kromozomu var. Beslenip çoğalabilmesi için dışarıdan hazır
karbonhidrata ihtiyaç duyar.
Dış etkenlerle oluşmuş yaralarda bitki hücresi ile karşı karşıya kalan bakteri, içeri girmeden
oluşturduğu plazmidi gönderir. Bu plazmid, (DNA veya RNA) bitki genine entegre olur, yani onun
genetiğini değiştirir.
Değişen bitki hücresi, düzensiz bölünüp çoğalarak ur (tümör) olur. Urun oluşturduğu doku
içinde bu bakteri bulunmaz. Çünkü bakteri dışarıda…
Aynı bakteri kullanılarak bitkilerin genetiği değiştiriliyor. Kısaca GDO dediğimiz genetiği
değiştirilmiş organizmalı bitkiler böyle elde ediliyor.”
Bildiğiniz gibi, son yıllarda özellikle soya fasulyesi ve mısır üretiminde daha çok ürün elde
etmek için kullanılıyor bu yöntem.
Antalya Akdeniz Üniversitesi Profesörü OKTAY YEĞEN, oldukça uzun olduğu için tümünü
buraya alamadığım yanıtını şöyle noktalamış:
“GDO´lu bitkilerin elde edilmesinde çeşitli biyoteknolojik yöntemlerden yararlanılıyor. Bu
yöntemler arasında ışın (radyasyon) kullanımı da var. Bu çalışmalar sırasında bazı bakteriler
kontrolden kaçmış olabilir. Dolayısıyla Covid-19´un nedeni böyle bir bakteri olabilir; diye
düşünüyorum.” (*)
Yorum sizin. Ben, bana gelenleri aktardım size.
Elçiye zeval olmaz!

Hüseyin Erkan
huseyinerkan.antalya@gmail.com
-----------------------------------------------------------------------------
(*) Prof. Dr. OKTAY YEĞEN, oyegen@akdeniz.edu.tr; oyegen07@gmail.com
Tel: (0542) 485 40 76


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —