Bugün çözmemiz gereken konu “Balık hafızalı” toplum olmak yerine, olaylardan ders alan, hatalarını görüp düzelten bir toplum olmalıyız. Bu ders çıkarma işine önce birey olarak kendimizden başlamalıyız. Sonra ailemizden, kurum kuruluşlarımıza kadar herkes gelişen olay ve olguları sorgulayarak ders çıkartmalıdır.
“Balık hafıza” kavramı da nerden çıktı diyeceksiniz. Balıklar, yaşadıklarını hemen unutan varlıklar olduğu, bu nedenle uzatılan yemi tekrar tekrar yemeye kalkışarak oltaya düştüğünden olsa gerek. Balık ve hafıza Bu iki kelime bir terime, bir kavrama dönüşüyor.
Bir de “ Kuş kadar aklı yok” deyimimiz var.
“Tilki gibi kurnaz”, “Aslan gibi güçlü” “Eşek gibi çalışkan” “Katır gibi inatçı” bu tür deyimler uzayıp gidiyor. Sizi yormak istemem bunları ayrı bir konu olarak sohbet edeceğiz.
Kendimizi sorgulamayı, kendimizle yüzleşmeyi ihmal etmemeliyiz. İhmallerin verdiği zararları ve kârları, bakın atalarımız nasıl açıklamışlar “Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarır.” Öyleyse atın ayağındaki çivinin biri düşmüş mü? Bakıp kontrol edeceğiz. Arabamızın tekerinin biri patlak mı bakıp kontrol edeceğiz. Maazallah trafikte kendi hayatımıza zarar verdiğimiz gibi karşımızdakilerin de hayatlarına zarar verebiliriz. Bu nedenle hepimiz sorumlu bireyler olmalıyız.
Kişisel sorumluk sahibi, toplumsal sorumluluk sahibi kişiler olmalıyız. Bunun yolu da bilgiden ve ahlaktan geçer.
Kendimizi bilgiyle donatıp, zenginleştirmeliyiz. Hakka saygılı, adaleti gözeten, ahlaklı, vicdanlı davranmalıyız. Vatanına milletine, insanlığa karşı sorumlu kişiler olmalıyız. Açıkçası hangi dinden inançtan ya da inançsız da olsanız öncelikle böyle düzgün insanlar olarak yaşamalıyız.
Adalet, kişilerin ve toplumun hakkına saygı göstermek, eşit karar vermektir. Bu konuda toplumsal düzeni sağlayan yasalar oluşturulmuştur.
Demokrasilerde yasaları düzenleyen meclisler toplumsal adaletsizliği ortadan kaldırmak için yeni düzenlemeler yapar. Düzenlemeler siyasetçileri kurtarmak için değildir.
Siyasiler adalet terazisiyle oynamalıdır. Adalet partiler üstüdür.
Yargılamalar zamanında yapılmalıdır. Adalette ihmal topluma zarar verir. Unutmayalım ki mahkeme bile “kadıya mülk değildir.” Zamansız gelen adalet Ashab-ı Kehf ’in parası gibi geçersiz kalır.
Kısacası “Geç gelen adalet, adalet değildir.”
İsmail Aydoğmuş