Güzel Türkçem, tatlı dilim
Ağız tadı, bal şekerim.
Karamanoğlu Mehmet Bey, Karaman´da çıkardığı bir fermanla Güzel
Türkçemizi resmi dil ilan etmiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey´in 13 Mayıs
1277 tarihindeki fermanıyla yansıyan önemli sözleri şöyle:
“Şimden gerü hiç kimesne kapuda ve dîvânda ve mecâlis ve seyrânda Türkî
dilinden gayrı dil söylemeyeler. (Bugünden sonra divanda, dergâhta mecliste
ve meydanda Türk dilinden başka dil konuşulmayacaktır.)”
Bu düşünceden hareketle Karaman´a gitmek için Manavgat´tan otobüsle yola
çıktım. Bu yıl Rus turist gelmediğinden oteller bomboş… İnsanımızın parasal
gücü elvermediğinden yol boyunca sergenler bomboş ve yollar bomboş…
Belleğimden Celal Sahir Erozan´ın Atatürk´e okuduğu “Boş” başlıklı şiiri geçti.
Şiiri dinleyen Ulu Önder: “Ne o Sahir, bu şiiri nüfus sayımı gününü mü
yazdın?” demesi düşündürücü… Şunu da önemli belirtmeden geçemeyeceğim:
Dost yazar ve kaliteli insan Hüseyin Erkan´ın ilçesi Akseki´den geçerken
“Akseki otogar” yazısına ilgi ve coşkuyla baktım!
Edindiğim bilgilere göre; Karaman ve çevresinin M.Ö.8000 yıllarında yerleşik
iskâna sahip olduğu ortaya konulmuştur. İl, Hititler zamanında bir askeri ve
ticaret merkezi olmuş, daha sonra Firigya ve Lidya´lıların egemenliğine geçmiş,
M.Ö.322 de Yunan Kralı Perdikkos ve Filippos´un işgaline ve talanına
uğramıştır.
Karamanoğulları Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamasından ve
yıkılmasından sonra bağımsızlıklarını ilan edip Karamanoğlu Devletini
kurmuşlardır.
Hacı Bektaş Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre, Âşık Paşa, Sarı Saltuk ve
Karamanoğlu Mehmet Bey başta olmak üzere daha birçok kültür tarihinin
önemli adları; Türk kültür ve medeniyetinin tahrip edilmekte ve yok edilmekte
olduğunu görerek, siyasi ve kültürel savaşıma geçmişlerdir. Bu ortamı görmek
için Karaman´a gitmeyi seçtim, diyebilirim.
Otogarda inince bir minibüse bindim. Yarım saat kadar sokaklarda gezdirdikten
sonra Belediye binası önünde indim. Kendisiyle Emit´2022 Fuarında
tanıştığımız ve bir telefon konuşmamızda yaptığı daveti üzerine Belediye
Başkan Yardımcısı Sayın Eyüp Hüsamettin Aslan´ı makamında ziyaret ettim.
İçten karşılandım! Açılacak olan Kitap Fuarı çalışması için gelenlerle
konuşmasına ve kültür sanat çalışmalarını içeren söylemlerine tanık oldum.
Karamanoğlu Mehmet Bey hakkındaki bilgilerini dinledim. Ayrıca, Sayın
Eyüp Hüsamettin Aslan´ın aktardığı diğer önemli bilgiler şöyle:
“Karaman; tarih, kültür ve bir tarım şehridir. Karaman dediğimizde bugünkü
şehir sınırları aklımıza geliyor. Ancak, Karaman geçmişte geriş bir coğrafyaya
yayılmış bir alanın ismidir. Bu günkü Adana´nın bir kısmı, Mersin, Antalya,
Konya, Ankara´nın bir bölümü, Niğde, Aksaray ve şimdiki Karaman illerinin
genel ismi Karaman´dır.
Tarihte şehrin ismi Larende´dir. Larende, nice Türk büyüğüne ev sahipliği yapmıştır. Türk dilin resmi devlet dili olması için ferman yayımlayan Karamanoğlu Mehmet Bey, Türkçe yazdığı şiirlerle gönülleri fetheden Yunus Emre, yaptığı haritalarla keşfinden önce Amerika kıtasının
varlığını bildiren Piri Reis, Kurtuluş Savaşımızın önemli komutanlarından Şark Fatihi Kazım Karabekir Paşa ve tabii ki Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk´ün ataları bu toprakların insanıdır.
Karaman, coğrafi yapısı nedeniyle farklı iklimleri de bünyesinde barındırır.
Kuzeyde karasal iklim hüküm sürse de, hemen 40-50 km güneyde Akdeniz
iklimine ulaşmak mümkündür. Size Karaman´da zeytin, nar ve incir yetişiyor
dersem şaşırmayın! Ayrıca, Karaman Türkiye´nin en önemli elma üreticisidir.
Son yıllarda artan üretim kapasitesiyle ülkemizin en fazla elma üretimi yapan
ilidir. Anlatacak o kadar çok şey var ki; inşallah onları da daha sonra size
anlatma fırsatı bulurum.”
(Şunu üzülerek belirtmeliyim: Öğretmenler, öğretmenevlerinde yer
bulamıyorlar!) Eyüp Hüsamettin Aslan´ın bir konukevinden yerimi ayırtması
mutlu etti! Adıma ayrılan konukevine vardığımda görevliye kendimi tanıttım.
Güler yüzle karşılayan ve kaydımı gerçekleştiren Gönül Güncan´ın ilgisi
sevindirdi! Kendisine teşekkür ederim.
Azerbaycan´a birlikte gittiğimiz Karamanlı şair arkadaşım İbrahim Şaşma ile
buluştum. Bir çay içimi şiir vb konularda karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk.
Güneşin ilk ısı ve ışıklarıyla uyandım. Önce Üniversiteye gittim. Karamanoğlu
Mehmet Bey anıtını gördüm. Kent merkezine döndüm. Yolda karşılaştığımız
Bütlent Gökduman, Tartan Konağı´na götürdü. Şehirleri aşan bir aşkın
hikâyesi olan Tartan konağını gezdim. Geçmişin izlerini oda oda gördüm.
Konak sorumlusu M. Ali Kayış´a teşekkür ederek ayrıldım,
Ülkemizin her yöresinde olduğu gibi; gerek Türkçemizi kullanma becereninde
ve gerekse insani davranışta Karaman´da da çokbilmiş geçinen belli kesim
okumuyor, araştırmıyor ve katı davranışını sürdürüyor. Aydın ve okumuş kesim;
Yüce değerlerimizden Karamanoğlu Mehmet Bey´in, Yunus Emre´nin ve
Atatürk´ün izinde…
Hayatta önemli olan: “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim, sevilelim
/ Dünya kimseye kalmaz.” Dizeleriyle örülü Yunus´un dörtlüğünde el ele ve
gönül gönüle olmamız gerekmez mi?
Yirmi dört saat önce geldiğim Karaman´dan yirmi dört saat sonra YHT ile
İstanbul yönüne yol alırken gözlerim, ovada gezinme turundaydı. Hem de
‘Güzel Türkçem´ başlıklı şiirimi mırıldanarak…
*
Güzel Türkçem
Güzel Türkçem, tatlı dilim
Ağız tadı, bal şekerim.
Düşüncemdir ilmek ilmek
Ak kâğıtta sergilemek.
Anadilim, sıcaklığım
Sesim, özüm, yüzaklığım.
Kırda çiçek, kitapta söz
Petek petek damlayan öz.
Salkım salkım üzüm bağım
Elmam, ayvam, şirin narım.
Şiir şiir kitaplığım
Simge simge al bayrağım.
Güzel Türkçem, sevincimsin
Hem gündüzüm, hem gecemsin.
Muhsin DURUCAN