Biz insanlar, olay ve olgular karşısında genellikle başkalarını sorumlu tutmayı, başkalarını eleştirmeyi çok iyi beceriyoruz. Konu kendimizi sorgulamaya, empati yapmaya (duygudaşlık yapmaya) gelince nedense yeteri kadar cesaretli değiliz. Çünkü hep bir şeyleri karşı taraftan bekliyoruz. Kendi sorumluluğumuzu, kendi varlığımızı hep konunun dışarıda tutmayı seviyoruz. Kısa yoldan suçu hep başkalarına atıyoruz.
Hâlbuki bu davranış doğru değil. Eğer bir toplumsak, toplumsal sorumluluğumuz olduğu gibi, toplumun içinde bir birey olarak ta bireysel sorumluluklarımız var. Toplumu meydana getiren kurumların, müesseselerin de sorumlulukları var.
Peki, bunu nasıl becereceğiz? Bunu başarmanın yolu aynaya bakmaktır. Yani kendimizle yüzleşmektir. Aynaya bakmak deyince, kaşımızın gözümüzün yüzümüzün güzelliğini seyretmek olarak algılamayalım.
Aynaya bakarken olay ve olgular karşısında duruşumuzu, takındığımız tavırlarımızı sorgulamalıyız. Bizim bir olay karşısında böyle davranmamızı gerektiren konuların neler olduğunu, bu davranışımızın altındaki sebepleri, davranışımızın doğru olup olmadığını, yanlışsa nasıl düzelteceğimizi, gelecekte nasıl davranmamız gerektiğiniz sorgulamalıyız.
Meşhur bir deyim vardır “Ev sahibinin hiç mi suçu yok” diye. Evet, hırsızın suçu vardır suçludur, yakalanıp yargılanmalıdır. Zaman aşımına uğramadan cezalandırılmalıdır. Ev sahibi olarak da bizler, evimizin soyulmasını önlemek için tedbir aldık mı? Kapımızı kilitli tuttuk mu? Apartman yöneticisinin, kapıcısının, güveliği sağlayanların, yasaları yapanların, uygulayanların da sorumlulukları vardır. Onlar da hırsıza karşı toplumu bilgilendirip, olası durumlar karşısında toplumu zarardan koruma, toplumu huzur içinde yaşatıp, mutlu etme görevleri vardır. Bu nedenle yüzleşme derken anlatmak istediğim herkesin, her kurum ve makamın kendisini sorgulamasıdır.
Kendimizle yüzleşmeyi ihmal etmemeliyiz. İhmallerin ne tür zararlar verdiğini ayrı bir konu olarak ele alacağım. Burada yeri gelmişken Cumhuriyetimizin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle konuyu bağlamak istiyorum. “Sorgulamayan cahildir, sorgulatmayan zalimdir” Fazla söze gerek yok sanıyorum. Sorgulayalım, sorgulayalım, sorgulayalım. Cahil kalmamak için, cahilliğimizin cezasını çekmemek için sorgulayalım.