İsmail AYDOĞMUŞ

Tarih: 15.04.2020 17:47

KİTAPLARIN FARKINDALIĞI

Facebook Twitter Linked-in

 

Korona salgını dolaysıyla kendimizi evimizde izole ettik. Bu yazımda salgının verdiği zararlardan bahsedip sizi üzmeyeceğim. “Bu Korona denilen virüsün bana yararı da oldu” desem yeridir. “Nasıl olur?” dediniz, güldünüz değil mi? “Evet, evet çok yararı oldu.” Çünkü bir süre koşuşturmak yok artık. Evde kalmışken yarım bıraktığım şiirlerimi, notlarımı elden geçirme, yazılarımı tamamlama fırsatım oldu. Bundan daha güzel ne olabilir…
Kitaplığımda yaklaşık üç bine yakın kitabım var. Onları çok seviyorum tıpkı siz sevdiklerim, dostlarım gibi. Zamanımın bir kısmını onlara ayırıyorum. Arada okuduğum kitapları bile tekrar gözden geçirdiğim olur. Onları raflarından çıkarır, siler, tozlarını alır, sayfalarını tekrar, karıştırır yıllar önce okuduklarımı yeniden gözden geçiririm. Elimin altıda aynı anda okuduğum 3-4 kitabım bulunur. Onları okuyarak yeni bulduğum her bilgi beni heyecanlandırır. O bilgiye ulaşmış, yeni bir şey öğrenmiş olmamın bende yarattığı farkındalık duygusu bana doyumsuz bir haz verir.
Kitaplığımda üç ayrı yazarın Ömer Hayyam´ı tanıtan Kitabı var. En güzel çeviri Sabahattin Eyüboğlu´na ait olanı. Ömer Hayyam´ı yıllar önce keşfettim. Onun şarapçı olduğunu sanan bir dostumun okuduğu şiirler çok dikkatimi çekmişti. Kitapçıda araştırıp alırken Sebahattin Eyüboğlu çevrisini önerdiler. Diğerlerini de bir zamanlar Beyazıt´ta hafta sonu kurulan okunmuş kitap pazarlarından aldım, okuyup kıyasladım. Daha sonra “Bilim Ütopya” dergisinde ayın dosyası olarak çıkan yazıda onun Şair, filozof, âlim, matematikçi, astronomi ile uğraşan biri olduğunu detaylarıyla öğrendim. Yazıyı uzatmamak için şimdilik Ömer Hayyam´ın rubailerinden bir kaçını sizlerle paylaşacağım. Daha sonra bir başka gün Ömer Hayyam´ı konu olarak ele alarak yazacağım.

“Ben olmayınca bu güller bu seviler yok
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok
Sabahlar akşamlar sevinçler tasalar yok
Ben düşündükçe var dünya ben yok o da yok” s.9

“Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona?
Sevmek haram, yüreğine ateş olmayana
Bir gününü sevgisiz geçirdinse, yazık
En boş geçen günün o gündür, inan bana” s.147

“Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye
Altınları gümüşleriyle övünmeye
Tam işleri dilediği düzene girer
Ecel çıkıverir pusudan: Benim ben diye” s.84

“Yarım somunun var mı bir ufak da evin
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kimsenin sırtından da geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak en hoş dünyası olan sensin” s.47

ÖMER HAYYAM: (18 Mayıs 1048 Nişabur İran - 4 Aralık 1131 Nişabur) Büyük Selçuklu Dönemi
Rübayi: Dörtlük, genellikle düşünsel ağırlıklı konuların işlendiği, aruz ölçüsünün belirli kalıplarına göre yazılan, dört dizeden oluşan ve çoğunlukla birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri aralarında uyaklı olan, Divan Yazını´nda çok kullanılmış bulunan, çağdaş şiirde de zaman zaman kullanılan bir şiir türü ve koşuk biçimi.
Rübayat: Rübayiler, rübayinin çoğulu

KAYNAK: Bütün Dörtlükler Hayyam - Türkçesi Sabahattin Eyüboğlu - Ocak 1977 İstanbul Cem Yayınevi 9. Baskı s.208

Yazan İsmail Aydoğmuş

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —