İsmail AYDOĞMUŞ

Tarih: 31.05.2020 13:44

ŞAİR HABİP KAYMAK VE 65 YAŞ ÜSTÜ

Facebook Twitter Linked-in

 

 
Şu Corona illeti toplumu o kadar çok gerdi ki sinir katsayılarımız hayli yükseldi. Ben henüz
65 yaşını doldurmadığım için 65 üstü büyüklerimiz kadar sıkıntıda değilim. Yine de onların çektiği
eziyeti üzüntüyü gördüklerimle, okuduklarımla yakından hissediyorum.
 
Bildiğiniz gibi şair ozanlardan oluşan Düşler Dünyası topluluğumuz Beylikdüzü Beylicium da
belediyemizin tahsis ettiği salonda her ay toplanmamıza rağmen, salgının başlamasıyla, dostlarımızla
toplanamaz olduk. Bu gidişle de uzun süre kapalı salon toplantıları yapamayacağız.
 
Sanat grubumuzun değerli katılımcılarından biri de değerli Halk Şairi Habip Kaymak ağabeyimizdir.
Bu yazımda ondan sizlere bahsetmek istedim.
Şair Habip Kaymak, 1947 Sivas Zara doğumlu, babası Hacı Kaymak köyde öğretmen, ilkokulu
babası okutmuş. Sivas´a diğer okulları okumaya gitmiş, askerlik dönüşü bir bankada işe başlamış ve
bankacı olarak emekli olmuş.
 
İlk şiirini 1972 yılında Milliyet Gazetesi´ndeki köşesinde yazar Hasan Pulur yayınlamış. Yıllar içinde birçok gazete ve dergide ve antolojilerde şiiri çıkmış. “Şairlerin Ozanların Düşler Dünyası” kitabımızda (1) da 36 arkadaşımızdan biri olarak 10 şiirini okuduk. Güçlü kalemiyle hece şiirinden ürettiği şiirlerde tema olarak vatan ve Atatürk sevgisi öne çıkmakla birlikte, sosyal konular, sıla hasreti, kişilere yazılan özel şiirler önemli yer tutuyor. Habip Kaymak yazı ve şiirlerinde dili sade ve akıcı, tecrübe ve öğüt dolu şiirleri var. Kültür Bakanlığı kayıtlı Halk Şairlerinden ve Mesam üyesi´dir. Beyefendi kişiliği, hoş görüsü, kültürel birikimiyle, zengin bir hazineye sahip olan Habip Kaymak görüp, yakından tanınması gereken bir şahsiyettir.
Corona virüs için sosyal medya üzerinden birçok yazı okudum. Bazıları “Bu virüsü emeklileri devletler sırtından atmak için çıkardı” diyeninden, “parayı ortadan kaldırmak ve dijital ortama geçmek için bir oyun olduğuna” varana kadar değişik yorumlarla karşılaştım. Hatta bazı videolar izledim “Corona´nın uydurma olduğuna” dair. Her ne olursa olsun yaklaşık üç aydır evlerimizdeyiz. Haliyle insanların isyanını normal karşılıyorum. İktidarı-muhalefetiyle süreci kör-topal da olsa bu seviyeye getirdiler. En büyük olumsuzluklar 20 bin hacının evlerine yollanması, iki saat içinde çıkarılan sokağa çıkma yasakları, bazı yerlerde yardımlaşmanın engellenmesi… gibi. Ama en önemlisi de her şey serbest bırakıldığı halde 65 yaş üstüne hala yaşatılan sıkıntılar söz konusudur.
Artık 1 Haziran dan itibaren maskeli, mesafeli yeni bir sürece giriyoruz. 65 üzeri yurttaşlar gerçekten çok zordalar. Yaşlılarımıza böyle yakalamamalıyız. Yaşlılar insanlığın bilgi birikimi ve tecrübesini kendinde taşıyan kişilerdir. Büyüklerimiz ve saygıya layık kişilerimizdir.
Mustafa Kemal Atatürk´ ün “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kudretiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.” Sözü bu aşamada çok anlam kazanıyor.
Bu “Evde kal” sürecinde okuduğum bir yazıyı da sizlerle paylaşmak isterim. “Bütün Dünya” Dergisi´nin Şubat 1968 sayısında yayımlanan yazısında “Alan Devoe” (2) şöyle diyor “Hayvanlar Birbirine Nasıl Yardım Ederler” yazısı bakın ne diyor;
Texsas´lı tabiatçı Hilbert Siegler ormanın derinliklerinde parlak mavi renkli saksağanların yuvada yatan “gagası kırık yaşlı saksağana” yiyecek taşıdığını gözlemlemiş, bu gözlemde insanlarında hayvanlar gibi yardımlaşma ve beraber yaşama yolları bulmaları gerektiğinin dersini alıyoruz… şeklinde yazı devam ediyor.
Yine ünlü Alman yazar “Peter Wohlleben” (3) “Das Seelenleben der Tiere” kitabında yaşlı geyikler hakkında şunları anlatıyor.
“Lider, önceki nesillerden devralınan gelenekleri, mesela on yıllardır kullanılagelen rotaları, gençlere öğretmekle yükümlü. Rota dediğimiz, verimli otlanma alanları yahut kış için güvenli barınma yerlerinin bilgisini içeriyor. Tehlike esnasında, korkan geyiklerin gözü hemen liderlerine çevriliyor. Ne yapılması gerektiğini en iyi o biliyor. Yaşanmış benzer durumları ve olası avcıları hatırlayabiliyor.
Hatırladıkları yalnızca yırtıcı hayvanlar değil. Örneğin pek çok defa, başlayan sürek avı öncesinde geyiklerin av sahasını terk ettiğine şahit oldum. Avın başladığına işaret eden ve buluşma yerindeki avcıların kalp atışlarını hızlandıran av düdüğü çalma geleneği, ihtiyar sürü lideri için kaçış vaktinin geldiğini söylüyor. Geyikler, bir sene sonra dahi düdüğün çıkardığı sesi hatırlayabiliyor.
Sürü lideri olmak için, yaş ve tecrübenin haricinde bir nitelik daha gerekiyor: Yavru sahibi olmak. Bir geyiğin sadece kendisinin değil, yanındakilerin de sorumluluğunu alabilecek kapasitede olduğunun en önemli göstergesi bu.” diyor ve “Gençlerin, sürüye vahşi hayvanlar saldırdıkları zaman kaçıp yaşlıyı terk etmek yerine yaşlıları korumak için etrafında duvar oluşturduklarını” anlatıyor.
Doğadan çıkaracağımız en önemli ders, yaşlıların bilgi ve tecrübeyle, toplumu uyaran özellikleriyle stratejik önemde varlıklar olduğunu gösteriyor.
Öyleyse uzun korana “Evde Kal” günlerinde yaşlıları koruma işini fazla abartmadan, yaşamsal faaliyetlerine karşı toleranslı olmalıyız.
Bakınız Halk Şairi Habip Kaymak arkadaşımız da “Bizi 'koronavirüs' değil de, çektiğimiz kahır öldürecek!” diyerek şu şiirini paylaşmıştır.
S Ö Z D E
*
Ömrümüzün son deminde
Sözde bizi koruyorlar
Demagoji her zeminde
Sözde bizi koruyorlar
*
Tutsak olduk düştük ele
Çektiğimiz gerçek çile
Sen bekle ki biri gele
Sözde bizi koruyorlar
*
Duçar olduk biz bir derde
Rahatlık yok hiçbir yerde
Devlet eli şefkat nerde?
Sözde bizi koruyorlar
*
Suçumuz yok bu ne haldir?
Varsa eğer bana bildir
Bu bir zulüm hem de züldür
Sözde bizi koruyorlar
*
Habip Kaymak vay haline
Bastın yine bam teline
Yakalandım sam yeline
Sözde bizi koruyorlar.
*
Habip KAYMAK, 29 Mayıs 2020 Çengelköy/İstanbul
Notlar:
**Duçar: Uğramış, yakalanmış, tutulmuş.
*Peter Wohlleben: 1964 yılında Bonn´da doğmuştur. Oldukça popüler, ekolojik makaleler yazan Alman bir yazardır.
(1)İsmail Aydoğmuş “Şairlerin Ozanların Düşler Dünyası” Şiir Antolojisi Can Yayınları: 530 İstanbul, Nisan 2018, Sayfa:164
(2) Alan Devoe “Hayvanlar Birbirine Nasıl Yardım Ederler” Bütün Dünya Dergisi Şubat 1968 Nebioğlu Yayınevi Sayfa 540-41
(3)Peter Wohlleben “Das Seelenleben der Tiere
OYUNBOZAN Sezai Ozan Zeybek http://ozanoyunbozan.blogspot.com/
Yazan: İsmail Aydoğmuş
 
 
 

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —