Fazilet ÖZKAN POR

Tarih: 23.05.2021 00:20

SAMSUN´DAN DOĞAN GÜNEŞ

Facebook Twitter Linked-in

 

19 Mayıs Atatürk´ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutladık üç gün önce.
Çocukluğumuz ve gençliğimizde, şehir stadyumlarında kutladığımız bayramların, coşkuyla
yaşadığımız günlerinin buruk özlemiyle de olsa sevinçle kutladık.

102. yılını kutladığımız bu bayramın, güneşin doğmadan önceki karanlık günlerini görelim mi?
15-20 Ekim 1927 tarihinde; Atatürk´ün, 1919´dan 1927´ye dek silah arkadaşlarıyla birlikte
faaliyetlerini özetlediği konuşma metni NUTUK´tan okuyalım ülkemizin halini:

SAMSUN´A ÇIKTIĞIM GÜN GENEL DURUM VE GÖRÜNÜŞ

‘´1919 yılı Mayısının 19´uncu günü Samsun´a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü
şöyledir:
Osmanlı Devleti´nin içinde bulunduğu grup, 1.Dünya Savaşı´nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her
tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş´ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi 1.Dünya Savaşına sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa´nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta…
İtilaf Devletleri, ateşkes anlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane
ile İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul´da. Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Gaziantep)
İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya´da İtalyan askeri birlikleri, Merzifon ve Samsun´da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subaylar ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette.
Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919´da, İtilaf Devletlerinin uygun bulması ile Yunan ordusu da İzmir´e çıkartılıyor.
Bundan başka, memleketin her tarafında Hristiyan azınlıklar gizli veya açıktan açığa kendi özel
emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye, devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar.´´
Görüldüğü gibi, Osmanlı Devleti ‘´Hasta adam´´durumundadır ve sonu yakındır. Devlet kurma
geleneğine sahip Türk Milleti, devletsiz mi kalacaktır? Türk Milleti için var olma mücadelesi zamanıdır artık.
19 Mayıs 1919´da Samsun´a çıkarken, Nutuk´taki ifadesiyle; ‘´…Efendiler, bu durum karşısında
bir tek karar vardı. O da Millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti
kurmak!..´´diyordu Atatürk.
Bu düşünceyle başlatılan Kurtuluş Savaşı; hem saray saltanatı ve güdümündeki iç düşmanlar,
hem de işgalci güçlere karşı yürütülür. Bu zorlu Savaş sonunda da bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulur.

19 Mayıs 1919; Atatürk´ün, Samsun´dan Anadolu topraklarına ayak bastığı, Türk Bağımsızlık
Savaşını örgütlemeye başladığı tarihtir. Türkiye Cumhuriyetinin tarihinde dönüm noktalarından
biridir. Türk Devriminin başlangıç tarihidir aynı zamanda. Önemi nedeniyle de Türk Gençliğine
armağan eder.
‘´Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu
memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum´´
derken Türk gençliğine olan güvenini anlatır Atatürk.

TÜRK GENÇLİĞİNE BIRAKTIĞIM EMANET

‘´Bugün ulaştığımız netice, asırlardan beri çekilen milli felaketlerden doğan uyanışın ve bu aziz
vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Bu neticeyi, Türk gençliğine emanet ediyorum.´´

GENÇLİĞE SESLENİŞ(*)
(Günümüz Türkçesiyle)
Ey Türk Gençliği!
Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir.
Gelecekte bile seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır.
Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için, içinde
bulunacağın durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin!
Bu olanak ve koşullar hiç uygun olmayan bir durumda kendini gösterebilir. Bağımsızlık ve
cumhuriyetini yıkmak isteyecek düşmanlar, dünya tarihinde benzeri görülmemiş bir galibiyetin, bir gücün temsilcisi olabilirler. Zorla veya hile ile kutsal yurdun bütün şehirleri teslim alınmış, bütün işletmeleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesi işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olanı ise, ülkede iktidara sahip olanlar aymazlık,
sapkınlık ve hatta ihanet içinde olabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını, işgalcilerin siyasi amaçlarıyla birleştirerek
düşmanla işbirliği yapabilirler. Ulus yoksulluk ve sıkıntı içinde ezik ve bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin evladı!
İşte bu durum ve koşullar içinde bile görevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini
kurtarmaktır.
Muhtaç olduğun güç, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
19 Mayıs Atatürk´ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
Fazilet ÖZKAN POR

22/05/2021

(*) ‘´Gençliğe Hitabe´´; Maarif Vekâleti tarafından, 26 Ekim 1927 tarihinde okullardaki
sınıflara asılmasına; 13 Ocak 1928 tarihinde de Türkiye´de; sınıflara, okutulan kitaplara ve önemli eğitim kurumlarına konulmasını kararlaştırmıştır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —