İsmail AYDOĞMUŞ

Tarih: 08.04.2020 00:25

SEN SİZİN EVDE, BEN BİZİM EVDE

Facebook Twitter Linked-in

 

2020 yılı felaketlerle geldi. Yılın ilk günlerinden itibaren savaşlarla, depremlerle, salgın hastalıkla gelen 2020 bizleri çok kötü etkiledi. Görülüyor ki; Korona virüsünün dünya üzerinde yarattığı etki ve yaptığı tahribat dünya tarihine kara bir sayfa olarak geçecek.
 
Yaşanan bu salgın hastalık tabir yerindeyse bizi yakamızdan tutup sarstı. Devletlerden, kurumlardan, sokaktaki insana kadar kendimizi sorgulamaya başladık. Hayatımıza yeniden çeki düzen vermek zorunda kaldık.
 
Virüs salgını varsıl yoksul demeden dünyada çok kişiye bulaştı. İspanya, İtalya başta olmak üzere birçok ülkeye yayıldı. Ülkemizde de zamanında alınamayan tedbirlerden dolayı yayıldı. İlk günlerin şokunu atlattıktan sonra hem yöneticilerimiz, hem de halkımız hızla toparlanarak daha bilinçli olarak virüsle mücadele etmeye başladı. Tedbir ve önlemler hızla alınmaya başlandı.
Kovit 19 adını verdikleri bu virüs, birçok canımızı bizden aldı, almaya da devam ediyor. 7 Nisan
2020 itibarıyla resmi rakamlarla 34.109 hasta sayımız 725 can kaybımız var.
 
Yaklaşık bir aydır evlerimizdeyiz, dışarı çıkmama kuralına uyarak kendimizi izole edip virüsün yayılma hızını düşürmeye çalışıyoruz. Sosyal mesafeye dikkat edip, temastan kaçınmaya çalışıyoruz.
Alınan önlemlerle, sağlık örgütlerimizin tıkanıp çökmemesi ve iş görür durumda olması için çalışmalar devam ediyor.
Yeni hastanelerin açılması, test kiti, tıbbi cihaz ve malzemenin üretiminin yükseltilmesi için herkes üzerine düşeni yerine getirmeye çalışıyor. Maske ihtiyacının ücretsiz karşılanması için alınan kararlar olumlu karşılandı. Bir yandan da bilim insanları dünyada ve ülkemizde salgına karşı aşı ve tedavi yöntemleri üretmek için çalışıyorlar.
 
Salgından etkilenerek ölenleri ve canları pahasına salgınla mücadele ederken “şehit” düşenleri, saygıyla anıyorum. Evet, sağlıkçılar bizlerin sağlıkları için kendi sağlıklarını, uykularını, hayatlarını feda ediyorlar. Bu nedenle onlara “Sağlık Şehitlerimiz” diyorum. Kolay kolay yetişmiyor böyle kahramanlar. Her biri alanlarında uzman, okumuş, yetişmiş kalifiye insanlar. Onlar profesörler, doktorlar, hemşireler, sağlık çalışanları…
 
Her akşam saat dokuzda alkışla, ıslıkla, ışıkla ödenecek bir vefa değil bu yaşananlar. Halk sağlığı mücadele ederken kaybettiğimiz canlarımız kanunla “şehit” statüsüne alınmalıdırlar. Hızlı tanı kiti test sayısı yükseltilmelidir.
Şimdi uzmanlar virüs salgının hızını kesmek için tavsiye edilen en önemli konunun izolasyon olduğu söylenmektedir.
Yıllar önce Divriği de gençlik yıllarımda espri olsun diye yazdığım bana ait olan herkesin gülerek dinlediği tekerlemenin bugün ihtiyaç olacağı aklıma gelmezdi. Şimdi sıra sağlığımız için EVDE KAL dönemi “Sen sizin evde, ben bizim evde”
 
“Ela gözlerine hayran olduğum KÖR sevdiğim
Sırma saçlarına hayran olduğum KEL sevdiğim
Gel sarılıp yatalım
Sen sizin evde, ben bizim evde”
Espri: İnce anlamlı, güldürürken düşündüren söz.
 
Yazan İsmail Aydoğmuş
 
 
 

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —