Bir haftayı geçti seçimler olup biteli. Hepimizin bir beklentisi vardı elbette. Ve
oyumuzu o beklenti doğrultusunda kullandık. Seçim sonuçları gün gibi ortada. Söylentileri
de… Biz seçmenlerin seçim sonucunu değiştirecek gücü olmadığı da ortada. Seçmeninin
verdiği oylara tüm olanaklarını kullanarak sahip çıkmak, öncelikle siyasi partilerin görevi.
Siyasi sorumluluğu da.
14 Mayıs seçimleriyle Mecliste yer alacak milletvekilleri belirlendi. Meclis
oluşturuldu. Beğensek de beğenmesek de... Belirlenemeyen yalnızca cumhurbaşkanının kim
olacağı?
28 Mayıs iki aday arasında olacak cumhurbaşkanlığı seçimi. Salt seçim değil bu kez
yapılacak olan. Ve bu tarih çok önemli! Çünkü; SON ÇIKIŞ! Az bir süremiz kaldı son çıkışa.
Yani aydınlık bir Türkiye mi istiyoruz? Yoksa gittikçe Orta Çağ karanlığına gömülen
karanlık Türkiye mi?
Karar vermemiz gerekiyor! Karar verirken de sağduyulu olmak!
‘Eee ne yapmalıyız’ mı dediniz? Birlikte düşünelim:
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 100. Yılını kutlayacağımız yılda, yeni
seçimlerle oluşturulan meclise bir bakalım. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş
felsefesine inanmış, ülkemizi aydınlık yüzyıllara taşıyacak bir meclis olabilir mi bu meclis?
Çağdaş ülkeler arasında yer almamızı sağlayacak bir meclis olabilir mi bu meclis? Bu meclis
ki:
Laik Cumhuriyete, Atatürk İlke ve Devrimlerine karşı olanların;
Anayasamızın “Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.” Maddelerini
tartışmaya açabilenlerin;
Cumhuriyet değerlerini, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü yok sayanların;
Ulus ve ulusalcılık kavramlarını değersizleştirenlerin;
Bağımsızlık, düşünce özgürlüğü, insan hakları, kadın hakları ve kadın erkek eşitliği
karşıtlarının;
Tüm evrensel değerlere karşı olanların;
Eğitimi; “Milli eğitim müfredatı değişecek, eğitim sistemi ahiret öncelikli nesiller
yetiştirecek.” diyebilen bir düşünce yapısının;
“Biz İslâm’ı hedef alan bir partiyiz.” diyenlerin;
“Taliban ile düşünce farkımız yok” diyebilenlerin;
IŞİD’i terör örgütü olarak görmeyenlerin;
Kadını toplumsal alanda kabul etmeyen, dahası görüntüsüne bile dayanamayan;
öldürülmesine, öldürenlerin suçsuz bulunmasına göz yumanların;
“Aile yapısını bozduğu” gerekçesiyle İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırıp,
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair yasaya göz
diken, kadın düşmanlığında birleşenlerin;
Bekâr kadınların SAHİPLENDİRİLMESİ gerektiğine inananların;
Çocuk istismarını, çocuk tecavüzünü yargılamayan, ‘bir defacıktan bir şey olmaz’
diyebilenlerin;
Küçücük kızların tecavüzcüsüyle evlendirilmesini savunanların;
Çocuk gelinlerin, çocuk annelerin yasallaşması için çaba harcayanların;
Türk vatandaşlığını oy uğruna satışa çıkaranların;
Ülkemizin sınırlarını kevgire çevirip, sığınmacı istilasına neden olanların;
Çoğunlukta olduğu bir meclis…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşunun 100. Yılını böylesine gerici, ırkçı, radikal
İslamcı bir Büyük Millet Meclisi ile kutlayacak!
Böyle bir mecliste Anayasa değişikliği söz konusu olduğunda; “Laik Cumhuriyete,
Atatürk İlke ve Devrimlerine” sahip çıkacak bir düzenleme yapılabileceğine inanıyor
musunuz?
Ve Atatürk’ün söylediği gibi; “Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.”
diyebiliyor musunuz?
“OY VER GİTSİN, BU KARANLIK BİTSİN”
Sivil toplum kuruluşlarından birisi; birinci seçimde aradığını bulamayan, kırgın,
küskün, yorgun seçmene şöyle sesleniyor:
“28 Mayıs’ta sadece iki ayrı cumhurbaşkanı adayından birine değil, nasıl bir ülkede
yaşamak istediğimize, geleceğimize karar vereceğiz.
Yıllardır TEK ADAM’ın keyfi yönetimi altında, kavga, nefret, yoksulluk,
adaletsizlik, baskı, yalan talan düzeninde, insanların yatağa aç girdiği, ekonomisi çökmüş,
kurumları yok edilmiş, geleceği karartılmış bir ülkede yaşıyoruz.
Şimdi eşit, özgür, huzur, refah ve adalet içinde yaşama isteğimiz, hakkımız ve
umudumuz var.
Tek kişi eksilmeden, çoğalarak, büyüyerek, kazanma azmiyle sandığa gidiyoruz.
TEK ADAM’a geçit vermeyeceğiz.
Neşemizi, hayatımızı, ağacımızı, nehrimizi, geleceğimizi ve oylarımızı
çaldırmayacağız.
Bütün kamu kaynaklarını, devlet imkanlarını, yalana dayalı propaganda
olanaklarını zorbaca kullanmasına karşın birinci turda durdurmayı başardığımız TEK
ADAM’ı bu kez göndereceğiz.
Daha önce el ele verip nasıl kazandıksa öyle kazanacağız.
28 Mayıs’ta oy ver gitsin, bu karanlık bitsin.”
HAYDİ SANDIĞA! AYDINLIK BİR TÜRKİYE İÇİN OY KULLANMAYA!
HAYDİ SANDIK BAŞINA! OYUNA SAHİP ÇIKMAYA!
24/ 05/ 2023
Fazilet ÖZKAN POR