Fazilet ÖZKAN POR

Tarih: 19.06.2023 00:51

SUNA KAN ÖZ ŞARKISINI DUYURAN KEMAN (*)

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye’nin Cumhuriyet tarihindeki en duyarlı keman virtüözlerinden olan “Harika
Çocuk” Suna Kan’ı yitirdik ne yazık ki! (11 Haziran 2023)
Atatürk Devrimlerine yaşamı boyunca gönülden bağlı, ödün vermez bir savaşçısını
yitirdi Türkiye. Kemanın büyülü sesi aramızda değil bundan böyle.
Çağdaş Türk müziğinin önde gelen temsilcisi, ünlü keman virtüözü, Devlet
Sanatçısı, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) emekli solist sanatçısı Prof. Suna
Kan kimdir?
Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası)
üyelerinden, keman sanatçısı Nuri Kan’ın kızıdır, Adana doğumlu Suna Kan. (21 Ekim
1936)
Cumhuriyet tarihinin; ilk kuşak keman virtüözlerinden biri olarak isim yapacağı
yolculuğuna, babasından ilk keman derslerini alarak, beş yaşında başlar.
Ankara Devlet Konservatuvarı sınavını kazanarak, İzzet Albayrak, Walter
Gerhard ve Lico Amar ile eğitimini sürdürür.


Ankara Devlet Konservatuvarı konser salonunda seslendirdiği Mozart’ın 5.
Konçertosu ile ilk resitalini verir. (18 Nisan 1946)
Yıllar sonra, en sevdiği sanatçı olarak vurguladığı Mozart hayranlığını; “Anlatım
gücü, müziği, bana hayatı, sevgiyi, hoşgörüyü ve dünyadaki güzellikleri ifade ediyor.”
diyerek açıklayacaktır.
Bu resitaldeki başarısıyla “Harika Çocuk” kabul edilerek, yurt dışında eğitim alması
gerektiği gündeme gelir.
Piyano çalan bir harika çocuk daha vardır ve ikisi adına bir yasa çıkarılır. (1948)
“İdil Biret-Suna Kan’ın Yabancı Memleketlere Müzik Tahsiline Gönderilmesine
Dair Kanun” (Harika Çocuk Yasası).
Harika Çocuk Suna Kan, bu yasa kapsamında öğrenim görmek üzere; önce
Roma’ya, öğretmeninin ölümüyle kısa süren bu eğitimden sonra da Paris’e gider.
O dönemin Avrupa’daki en güçlü eğitim kurumu olan Paris Konservatuvarında,
Gabriel Bouillon ile çalışır ve okulu birincilikle bitirir. (1952)

Ancak bir sorunu vardır Suna Kan’ın! İyi bir kemanı olmadığı için konserlerini
keman kiralayarak gerçekleştirmektedir. Bunu öğrenen ve adının açıklanmasını istemeyen bir
müziksever, Türkiye’den 1752 Nicolas Gagliano yapımı keman gönderir. İyi bir kemana
kavuşmuştur artık.
Aynı öğretmenle, okul bittikten sonra da repertuvar çalışmalarını sürdürür ve
uluslararası yarışmalara katılır;
Cenevre Uluslararası Yarışması birincilik, (1954)
Viotti Uluslararası Yarışması birincilik, (1955)
Münih Uluslararası Yarışması ikincilik, (1956)
M.Long-Thibaud Uluslararası Yarışması, Paris Kenti Ödülü (1957) gibi ödüller
alır.
Time Dergisi 6 Mayıs 1957 tarihli sayısında; “Yetenekli Türkler İçin” başlıklı bir
haber yayınlar. “Dört yaşındaki İdil Biret ve Suna Kan’ın 1948 tarihli bir kanunla Paris’e
gönderildiği, 12 yaşındaki kemancı Kan’ın konservatuvarın yıllık ödülünü kazandığı, İtalya
ve Münih’te birer ödül kazandıktan sonra şimdi başarılı olarak yurda döndüğü…” yazılıdır.
Büyük ödüllerle döndüğü yurdunda, uzun yıllar görev yapacağı, Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atanır. (1957)
Orkestra sanatçılığının yanı sıra, Türkiye’nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin ile
kurduğu, keman-piyano ikilisi olarak; yurt içi ve yurt dışında konserler, resitaller verirler.
Daha sonra; Gülay Uğurata ile ikili oluşturarak 29 yıl, yurt içinde ve yurt dışındaki
Türkiye’yi tanıtım konserlerinde birlikte sahne alırlar.
Viyola sanatçısı eşi Faruk Güvenç ve orkestra şefi Gürer Aykal ile Ankara Oda
Orkestrası’nı kurarlar. (1970)
1977-1986 yıllarında, kurucuları arasında bulunduğu Ankara Oda Orkestrası’nda
başkemancı ve solist sanatçı olarak yer alır. Orkestra ile yurt içinde ve yurt dışında 100’ den
çok konser verir, plaklar yaparlar.
Çağdaş keman edebiyatına ve Türk bestecilerin yapıtlarına programlarında yer
vermeyi ilke edinir, bestelerini, unutulmaz yorumuyla, sanatsever dinleyicilerin beğenisine
sunar.
Necil Kazım Akses’in; Keman Konçertosu’nun ilk seslendirilişini gerçekleştirir.
Ulvi Cemal Erkin’in; Keman Konçertosu’nu sıklıkla seslendirir ve müzik
otoritelerince en iyi yorumcularından biri olarak kabul edilir.
Ahmet Adnan Saygun’un Keman Konçertosu da en çok seslendirdiği yapıtlardandır.
Geniş repertuvarıyla, çağdaş keman edebiyatına ve Türk sanatına katkısı ve üstün
hizmetleri nedeniyle Devlet Sanatçısı unvanıyla onurlandırılır. (1971)
Cemal Reşit Rey, Suna Kan için “Andante ve Allegro” adlı bir beste yapar. (1975)
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası ile ödüllendirilir. (1996)

Donizetti Klasik Müzik Ödülleri kapsamında Yaşam Boyu Başarı Ödülü ile
onurlandırılır. (2012)
Dünyanın seçkin orkestraları, sayılı şef ve ünlü sanatçılarıyla solist olarak sahneye
çıkar. Geniş repertuarıyla büyük alkış alır.
Londra Senfoni, Los Angeles Filarmoni, Moskova Senfoni, Fransız Ulusal
Radyo Senfoni Orkestrası vb.
Walter Susskind, Zubin Mehta, Hans Rosbaund, Gotthold Lessing, Louis
Fremaux vb. şefler.
Yehudi Menuhin, Andre Navarra, Pierre Fournier vb. solist sanatçılarla ikili
konçertolar çalarak ustalığını kanıtlar. Dünyaca ünlü keman virtüözleriyle birlikte
unutulmazlar arasında yerini alır.
İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İsviçre, Belçika, Hollanda, Norveç, Rusya,
Çin, Japonya, Kanada, Amerika ve Güney Amerika gibi birçok ülkede verdiği konser ve
resitallerle Türkiye’yi tanıtır, sanat elçimiz olur.
Ankara Devlet Konservatuvarlılar Derneği tarafından düzenlenen “Suna Kan
Uluslararası Keman Yarışması” düzenlenir. Bu yarışmayla adı yaşatılır, genç sanatçılara da
ufuk açar. (2017)
“Müzikten anlamak diye bir şey yok, müzik dinlemeye alışmak var.” der. Ve
ülkemizde klasik müziğin dinlenmesi, sevilmesi, yaygınlaşması için uğraşır. Anadolu’nun her
köşesinde resital ve konserler verir; yüreklere dokunur büyülü kemanıyla.
Parmaklarındaki sağlık sorunları nedeniyle uzun bir süre konser veremediği ve
bıraktığı kemanı için. “Kemanın kutusunu şimdilik, bu dünyadan gidinceye kadar
kapattım. Müzikle ilişkim şu anda kafamda, gönlümde.” der. (2017)
Yaşamının en acı gününde, kocasının ölüm haberini aldıktan sonra bile; “Sanatçı iyi
ve kötü günde işini yapmaya çalışır.” diyerek sahneye çıkıp gözyaşları içinde 1,5 saatlik
konserini veren büyük bir sanatçıdır Suna Kan. (22 Nisan 2006)
“Her eserde bir yürek arıyorum.” dediği kemanının sesi susmayacak, armağan ettiği
genç sanatçı Berfin Aksu’nun elinde yaşam bulacak, ezgiler kulaklarımızdan silinmeyecek…
Klasik müzik dünyamızdan bir yıldız kaydı sonsuzluğa… Adı Suna KAN
Cumhuriyet kızı, Atatürk Devrimlerinin yılmaz savunucusu, büyülü kemanıyla
yüreklerimizin duygulu sesi, harika sanatçı Suna Kan.
Güle güle büyük Türk virtüözü… Işıklarda uyu!..

Fazilet ÖZKAN POR
12 / 06 / 2023

(*) “Suna Kan: Öz Şarkısını Duyuran Keman”: Müşerref Hekimoğlu, Sevda Cenap And
Müzik Vakfı Yayınları, 1997


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —