Süheyl ÇOBANOĞLU

Tarih: 08.03.2017 14:27

VURMASINA VURURUZ DA...

Facebook Twitter Linked-in

Birinci Dünya Savaşı sonunda çizilen haritaların miadının dolduğu bugünlerde, Ortadoğuda paylaşım amaçlı çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Suriye´nin kuzeyinde otonom bölge oluşturma amacıyla YPG´yi destekleyen ve  ağır silahlar veren ABD ile, PKK ve PYD´yi terör örgütü saymadığını açıklamış olan RUSYA´ya karşı TÜRK Dışişleri Bakanı “PYD Menbiç´ten çekilmezse vuracağız” demesinin ertesinde Rusya, terör örgütü PYD´nin Münbiç ve çevresinden çekilerek Esed güçlerine devredildiğini açıkladı.
İki büyük emperyal güç olan ABD ve Rusya, Ortadoğu´nun paylaşımı konusunda anlaşmışlar gibi... Suriye´de deniz (Tartus) ve hava (Palmira) üsleriyle Lazkiye´de gizli dinleme üssüne sahip olan Rusya, Suriye rejimiyle olan ittifakı sayesinde Akdeniz´in sıcak sularındaki varlığını sürdürebilmekte.
Ülkesinin menfaati için kullanabileceği her imkanı değerlendiren ABD, Türkiye ve ÖSO´nun olası Münbiç operasyonunu engellemek amacıyla bölgeye asker yolluyor ve YPG´ye ağır silah ile zırhlı araç sevkiyatı yapıyor. PYD/YPG konusunda kararlı bir duruş sergileyen Türkiye, NATO´daki 60 yıllık  müttefiki ve stratejik ortağı olan ABD´den PKK´nın Suriye´deki uzantısı bir örgüt olan  YPG ile işbirliği yapmamasını sürekli talep ediyorsa da sonuç pek değişmiyor. Bu durumda ABD, olası Rakka Operasyonunu YPG, Türkiye, ya da Türkiye ve YPG´nin müştereken katılımıyla yapmasının fayda ve mahsurlarını iyice düşünmek zorundadır.
Rusya ile yeniden gelişen dostluk ve işbirliği sonucunda, Suriye´de yürüttüğümüz Fırat Kalkanı Operasyonuyla EL BAB ele geçirilerek,  IŞİD/DAEŞ unsurlarından temizlendi. Fakat bundan sonra atacağımız adımlar, uluslararası sorunlara yol açabilir. Buradan daha güneye gitmeyeceğimiz defalarca Türk hükümeti tarafından ilan edilmesine rağmen, Rus uçakları özellikle Tabka Havaalanına ve baraja doğru inen bölgelerdeki yerleşim birimlerini bombalayarak Suriye ordusunun önünü açıyor ve bir anlamda Türkiye´nin RAKKA´ya ilerleyişinin önünü kesmiş oluyor.
TSK desteğindeki ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) güçlerinin geçen hafta Menbiç´in güneybatısına harekat düzenleyerek bazı köyleri ele geçirmesinin ardından,  Türkiye´nin kararlılığının görülmesi üzerine, en büyük bileşeni PYD olan SDG (Suriye Demokratik Güçleri), Menbiç ile ÖSO hatlarının arasındaki bölgenin ve şehrin denetiminin Şam yönetimine bırakıldığını açıkladı. Akabinde Rus General Rudskoy da, 3 Mart´tan itibaren Menbiç´teki YPG´li Kürt milislerin mevzilerini Suriye hükümet güçlerine devrettiğini açıkladı.
IŞİD/DEAŞ´a karşı yürütülen Doğal Kararlılık Operasyonu Birleşik Ortak Görev Gücü Komutanı ABD´li Korgeneral Towsend, YPG´nin Türkiye´ye bir tehdit oluşturduğuna bir dair kanıt görmediğini söylemesi  ve Rakka operasyonunda kesinlikle Kürtler olacak demesi enteresandır. Buna karşı Türk yetkililer de, PYD/YPG´nin içinde yer alacağı bir güce Türkiye´nin katılmasının mümkün olmadığını ifade ediyorlar. Ayrıca ABD´li General Votel: Türkiye´nin Kürt güçlere saldırması, IŞİD´le mücadeleyi etkiler diyerek bu konudaki niyetlerini ortaya koyuyor.
Fırat Kalkanı operasyonu sonrası TSK´nin çekilmesini müteakip ÖSO´nun bu bölgede otoriteyi sağlayacak gücünün olmadığı, bölgenin yeniden IŞİD veya PYD gibi terör örgütlerinin kontroluna geçmemesi için, rejim güçleriyle işbirliği yapılabileceği değerlendiriliyor.
önce IŞİD´in, şimdi de PYD/YPG´nin bazı yerleri Esad rejimine terk ederek, gerçekte birlikte hareket ettikleri ortadayken, ABD, Rusya, İran gibi Suriye ile ilgili güçlerin, uzun vadeli planları bizim için ciddi bir sorun olacak.
Netice olarak vurmasına vururuz da, bunun siyasi, ekonomik ve askeri maliyetini göz ardı etmemek lazım.
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Bşk.V.

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —